kimse acılara güveyi olmak istemiyor
hüzün göğündür yağmur kara bulutların
yıldızların düğününde gece de vardır
kuşların iç çektiği vakitleri biliyorum
insanın da kanadı kırılır hele babası ölünce
güneşi uyku tutmaz gider başka diyarlara
sevincin kokusunu bile saklamış gurbet
onun çeyiz sandığı ıstıraplar bohçası
yaralar naftalin olur ancak elbiselerimize
sözümü ağzımdan aldı çığlıklar bu gece
dağlara vura vura parçaladı kelimelerimi
son tren de gitmişti susmaların garından
oysa her kelimeyi yıkamıştım kalbimde
aşk bir sevda elbisesi dikmişti seher vakti
iğnesiz ipliksiz küntü kenz kumaşından
şimdi bak gözlerime rabıta ile
içinde ne var birkaç damla kanlı yaş
ırmaklara denizlere kurban ederler belki