Yürüyüşe devam demiştik. Okumaya ve yazmaya devam. Okumak, düzenli okumak, okunması gerekenleri okumak..Her mahfilde okumak. Okumanın azaldığını bilerek daveti tekrarlıyoruz. Okuma hevesinin farklı metodlarla artırılmak istendiğini bilerek.
Okumak ve okumak.
Bir metod da kendimiz geliştirerek ve kendi düzenimiz içinde iç varoluşumuza katkıda bulunarak. Zaman ve mekan ayarını kendimiz yapamasak bile, kendimize bir zaman ayırarak ve mekan kurarak. Yılmadan ve bıkmadan okumak ve yazma isteğimizi geri çevirmeden kaleme ve kelama yönelmek.
Ne okumalı sorusuna o kadar muhatap oluyoruz ki, nasıl okumalı sorusu o kadar çok soruluyor ki, bu sorulara kendi içimizde cevaplar aramalı ve çözüm yollarını kendimiz düşünmeliyiz. Sadra şifa ne varsa, alanımız ne ise, neye meylediyorsak onu, seçerek okumalıyız..Seçerek dediğimiz için bu sorulara muhatap oluyoruz zaten, onu bu söylemin içinde aramalıyız. Şair sadece şiir okumaz ama şiir okur. Doyasıya okur, kendini bulacağı dere yatağına dü- şesiye okur. Onu besleyen sadece şiir değil, farklı alanlarda da okuduklarıdır. Şiir okuyarak yazılır anlamı çıkarılmasın, bu olması gerekendir. Kendini bulması için beslenmesi gerekir. Dolması gerekir. Okuduklarından hareketle yaşadıkları, hissettikleri, ona kılavuzluk yapacak ve şair şiirini yazacaktır. Sadece şair mi.? Hayır, her alanda, ehli kalem olanın kitapla komşuluğu olmaz, kitapla ayrı odaları olmaz, kitapla tanışıklığı olmaz, kitap o ve o da kitap olur.
Nelere zaman ayırmıyoruz ki..? Günlük yaşantımızda irademizi ipotek altına alan nice kalabalık ve bazende gereksiz uğraşıları niçin ayıklamıyoruz ki.?
Oku emrine muhatabız.
Bahaneler üretmek yok. Okumak yine okumak ve yine okumak…. |