I.
geç kaldım
bölüşüldü gökler
talan edildi güneş
el konuldu ay yüzlü çocukların mehtabına
yıldızlar sökülüp alındı gecelerimizden
ıslanamadım parmaklarında
göğsüme ılık ılık rüzgarın değil
ateşin düştü
bu yüzden
alnıma granitler sürüyorum
çağdaş yasalardan
ve keskin sözlerden
bir İstanbul gecesine
dokunup geçiyor kanatlarım
II.
bir neon lambasından sızıyorum
köprü altı çocuklarının gözbebeklerine
afrikada çöl
asyada dağ
ortadoğuda kan
bir kadın çığlığıyım Laleli’de
kartal bakışlı bir çocuk oluyorum Caharkale’de
ve sivri uçlu ağır bir taş’ım Filistin’ de
alnıma kristaller sürüyorum
tipili yollarda
yüreğimi güneşine ayarlıyorum
ve geçiyorum
yüzleri mor mendillere yapışmış
insanların ülkesinden
III.
geçiyorum
pabuçları hindi kanına bulanmış
adamların yanından
arınamadım parmaklarında
ciğerime serin sebillerin değil
ateşin düştü
yandım
yandım
ve geç kaldım
bir damla bile olamıyorum
tatsız tuzsuz bir akşam üstüyüm
kolsuz kanatsız bir yalnızlığım bu şehrin
gül yakılan bulvarlarında