Son yüzyıl, hemen hemen her olaya, bütün kitlelerin tanık olduğu yüzyıldır.
Her olayın tarafının olduğu, şu ya da bu şekilde içinde bulunulduğu yüzyıldır.
Farklı iklimlerde var olandan, farklı mekânlarda yararlanılan bir yüzyıldır.
Geçmişte, belki de yüzyıla sığan hadiselerin kısa zamanda yaşanıldığı yüzyıldır.
Eskiten bir yüzyıldır.
Tüketen bir yüzyıldır.
Hayata dair kattıklarıyla kolaylıklar sunan, imkân alanı genişleyen, bu nedenle de zaman ve mekân kullanımına müdahale eden, kolayı zorla çember içine alan bir yüzyıldır.
Alışkınlıkları teknolojik gelişmelerle yenileyen, her yenilenmeyle yeni yeni zihni kümbetler kuran ve yıkarak yol alan bir yüzyıldır.
Hızın nefes alamadığı bir yüzyıldır.
İradenin daha da bir terbiyeye muhtaç olduğu bir yüzyıldır.
Bilginin terbiye edilmeden insanlara ulaştığı, zihni alışkanlıkların terki diyar etmesinin zorlaştığı bir yüzyıldır.
Tüketim hırsının zorlamalarıyla mutlu olunmaya çalışılan bir yüzyıldır.
Üretimin zarar muhasebesi yapmaktan yoksun, ihtiyacı giderme adına, var olanın aslına müdahale ettiği bir yüzyıldır.
İsrafın ikram olarak algılandığı, lüksün heba ettiği ne varsa imrenildiği bir yüzyıldır.
Teknoloji günübirlik hayatın kimi zamanlarında yakınlık sinyali verse de, savrulan yalnızlıkların çırpınışlarını sürdürdüğü bir yüzyıldır.
Ve içinde yaşadığımız bir yüzyıldır.
…
Seçici olmak gerekir,
Bilgi kirliliğinin esiri olmak yerine, bize sunulan her şeyin gerekliliği gibi bir anlayışla donanmak yerine, kendimiz olmak…
Akl-ı selim ve kalb-i emin olmak.
Hüsrandadır denilenin aksi olmak.
Doğru olmak değil.
Dosdoğru olmak.