Yenilenmek…

İçimizde yenilenmenin, yeniden güneşle doğmanın hazzı bir yana, sonrasında da bayram var. Ramazan oruç bağışlamıyor sadece, bayramla iniltilerimizi gideriyor, hasret adacıklarını halvet bahçesine dönüştürüyor.

İlişkilerimizi, hasretimizi, gurbetimizi yeniden düzenliyor. Kopukluk ve kırılmalar varsa onarıyor ve uyarıyor. İletişimin hız kesmeyen gidişatı haberleşmeyi kolaylaştırdı ama hasreti bitiremedi. Uzaklar yakın oldu algılaması, yakınlar birbirini göremez oldu tezine yenik düştü.

Ne kadar yakınsak o kadar uzak yaşamaya başladık. Gönül tarafını, görür tarafını bir yana bırakıp, teknik hırdavatın soğuk buluşturmalarını ana kucağı havasında algılama seyrine kapılıp gittik…

Onlarsız olmuyor ama onların unutturduğu ya da yaşamımızdan uzaklaştırdığı ne varsa vazgeçmemek lazım. Onları hayatımızın bir parçası addederek sahiplenmek, canlı tutmak, geri plana itmemek lazım.

Ziyaret kavramını gündemde tutmak… Sıla-i rahimi unutmamak… Gönül ve gözün misyonunu iletişim araçlarının üstlenemeyeceğini bilmek…

Bir kapıdan girilse de, içinde yüzlerce evi barındırsa da, sosyal alanları ve imkânları hayal edilenin ötesinde geniş olsa da, kalabalıklar ve sayılamayan katı olan binalar yalnızlığın derdine derman olmuyor, daha bir artmasına neden oluyor.

Soğuk demleniyor adeta, sıcak barınmıyor. Yorgun ve yılgın, birbirinden uzaklaştırılan insan, büyükşehir hayatının girdabında yok olmamak için çareler arıyor, kendi ikliminde buluşacağı ortamlar ve sosyal alanlar oluşturmaya çalışıyor.

Oruç ve bayramlar yetişiyor imdadına insanların. İçinde barındırdığı güzelliklerle rahmet oluyor ramazan, nimet oluyor oruç ve vuslat oluyor bayram.

İftar sofraları yalnız açlığı değil, sosyal ayrışmalardaki açlığı da gideriyor.
Yakınlaştırıyor, uzaklaştırmıyor. Hatırlatıyor, unutturmuyor. Paylaştırıyor, bencilleştirmiyor. Sevdiriyor, nefret ettirmiyor. Nefs terbiyesi ve insanın kendi iradesiyle yapabileceği şeyler noktasında ipuçları veriyor.

İç donanımı kötülüklerden arındırma, iç güzelliğin şemasını oluşturmada teklifler sunuyor ve nihayetsiz bir huzurun kapısını aralıyor. Oruçla güzelleşiyor, bağışlanıyor, arınıyoruz.

Özgürlüğü tartışmıyor yaşıyoruz. Kendi kendimize verdiğimiz bir kararla, oruçlu olmanın gerekleri neyse onları yerine getiriyoruz. Ve bayramla uğurluyoruz. Yoksulun, yol bekleyenin bayramıyla.

Bir ihtiyarın elini öperek… Anne-baba ve akrabaları ziyaret ederek… Bir hastanın duasını alarak… Bir çocuğun gülüşüne ortak olarak… Bir köyün, kasabanın, şehrin ve ülkenin yekvücut olduğunu müşahede ederek…

Sabır ve dua ikliminde, rahmetle donanarak…

Rahmetle…

Paylaş

Bu Sayının Diğer Yazıları

Referandum / Anayasa / Özgürlük / Ay Vakti
Yenilenmek… / Şeref Akbaba
Fark Etmenin Belirsiz Dalgaları / Necmettin Evci
Gazellerde Ramazan / Hilal Yılmaz
Ramazana Dair / Çiğdem Çam
Tümünü Göster