Derviş Günlüğü

Ürküttüm kar kiraz kuşlarını
Uçup gittiler yalnızlığımdan
Sığınıp gökyüzü yalnızlığına
Tek bir kanat bile çırpmadan

Kırılan bir dalın sesi kadar
Hükmü yok çığlığımın
Susmak hasar tespitine yarıyor
En çok da böyle zamanlar

Korkup toprağın öksürmesinden
Bir vaveyla kopuyor ardımdan
Ak düşüyor zamanın saçlarına
Taşa, ahşaba ve aşka doymadan

Dünya denen ırmakta bir kez yıkandım
Çoğaldı acıları görgü tanıklığımın
Deri koltuklara kur yapan adamların
Taştan heykellere sığındığını gördüm

Bildim denizi, gözlerini ve dünya alfabesini
Harflerinin izine rastlandı yaramda
Hüznü, özlemi ve gökyüzünü
Artık tuzun tadı kalmadı ağzımda


Bilmiyorum, hangi ahın payı var üzerimde
Donarak ölen kaç çocuğun beşiği
Hangi dergâhın dervişiyim
Hangi kapının eşiği?

Paylaş

Bu Sayının Diğer Yazıları

Şirâze’den Şirâze’ye Saklı Mektuplar -102 / Şiraze
Bilgi Ahlaktan Ayrıldığında / Enes Güllü
Irmak Akarak İçim / Güven Fatsa
Şehir Düşüyor, Ben Üşüyorum / Ali Bal
Derviş Günlüğü / Hüseyin Çolak
Tümünü Göster