Geceler Kehribâr Bir Yalnızlık Olur

“külden bir ağzım vardı mermilerden önce”*
I.
kaç sisli sokak gezdim arka arkaya
arka arkaya kaç insan içinden geçtim
ki yoktu gördüğüm aynalardaki saflık
yol üstünde, kedi gözlerinde saklanmış
ezgilerde yahut uzak çam diplerinde
vardı binbir pişmanlık kapı önlerinde.

kaç eski kapıyı zorladım uzun uzadıya
ağlaya ağlaya kaç çocuk sevdim ise
o kadar suskun ve paramparça kaldım
henüz ölü görmemiş mezarlar içinde
ellerim benim değildi artık ki ellerim
kar görmemiş bir çocuğun o titrek
ürkek ve alabildiğine yanık sesinde.
oysa güz gelmemişti daha gönlümün
kırılan dallarının da çok ötesine, niye?

II.
geceler kehribar bir yalnızlık olur ellerimde,
belki bir ölü çiçek açar ansızın gözlerimde;
ve şimdi gülüm, sokağının en kuytu gülüşünde,
çocukluğun ansızın kaçar dudaklarının arasından.
ve belki yorgun bir dağ yeniden dizer kelimeleri
kitabının y/arasına, içimde kıvranan Adana Garı’nda.


kaç sokak, izini topladım martılardan
geriye kalan ekmek kırıntılarıyla, sen
içimin dehlizlerinde her an kaybolurken
yusunlar beni de bir teneşirde, ne var
ki gözlerin müebbet hüzün iken, benim
yollarım çıkıyor insan çıkmazlarına, yâr.


hepsi, ‘geceleyin bir koşu’dan ibarettir,
o anlaşılmaz yükü ömür defterinin;
ve bir akşamüstü gülü solarken sahibinin,
birdenbire kapanır yüzüne, ki bu ibrettir!


*İsmet Özel

Paylaş

Bu Sayının Diğer Yazıları

Şirâze’den Şirâze’ye Saklı Mektuplar -102 / Şiraze
Bilgi Ahlaktan Ayrıldığında / Enes Güllü
Irmak Akarak İçim / Güven Fatsa
Şehir Düşüyor, Ben Üşüyorum / Ali Bal
Derviş Günlüğü / Hüseyin Çolak
Tümünü Göster