taş duvar ören ustanın parmaklarındaki yaralar alnındaki ter bıyıklarında birikirken güneşe karşı taşın sesi bir başkadır bilirim ustaların elinde kızlar çamaşır yıkar ırmak kenarında köpüğü türkü türkü atlar su içerken ıslık çalan delikanlıların kalbini bilirler selelerinde bin umut dönerler evlerine esvapları pâk çobanlar akşamı bekler ki koysun azıcık başını yastığa kuş uykusu uyur aslında davar çobanları ağıldaki damlarında ama yağmur yağmasın damlaların sesi bir türlü dinmez ocağın başında bir yâr üfler ateşe yanan tülbendine aldırmadan üflediği aşktır ateşe aslında ondan aşkın ateşi vardır ondan hiç gitmez dumanlar âşıkların başından çocuğun gülüşü yok mu melektir kuştur baharda bir çiçek sesi elest’ten elenmiş dil rüzgârı annenin kulağına kelebekler çocukların saçlarına niye konar şimdi anlıyorum yaprakla söyleşen sonbahardır bir de saati güneş olan dede gölgesi de öyle söyleşir ikindilerde uzun uzun dağlarla zigana ondan çok sislidir palandöken karlı
Bu Sayının Diğer Yazıları
Şirâze’den Şirâze’ye Saklı Mektuplar -102 / ŞirazeBilgi Ahlaktan Ayrıldığında / Enes Güllü
Irmak Akarak İçim / Güven Fatsa
Şehir Düşüyor, Ben Üşüyorum / Ali Bal
Derviş Günlüğü / Hüseyin Çolak
Tümünü Göster
Gün Aşırı
- İlk Adım
25 Nis 2018
Allah’ın adıyla Şairin anlamlı beytiyle giriş yapmak istiyoruz: “Erişir menzili Devamını Oku…
Cuma Akşamı
- Bana Sevdamı Geri Ver
25 Nis 2018
Kim, neyi kaybettiyse onu arıyor. Kıymet arz eden ve kendi Devamını Oku…