Gül Dikene Küsse de Göğsünde Taşır
su aynası elinde ikindi güneşinin
yağmur sessizliği güllerin yapraklarında
gülüş mü hep sevgilinin dudağında kalsın
sesimi ısıran çığlıklara dokunma büyüsün
âşığın ilacı yaradır sürme merhemi tabip
bak ne olur...
Gül Kurusu
Ressam kaç ayna kırar
Ağlayan bir çocuk resmine
Düşerken sağ gözünün kirpikleri
Adam susar sesine kimse değmesin
Okuldan kaçan öğrencilerin telaşı böyle değildir
Akşam treni...
Ölüm Çıkınları
Balon diye tutuyorum uykularını sularda akşamın
Karıncaların ayakizlerini süren akreplerin sesleriyle
Genzime düşüyor kokusu ölüm çıkınlarının
Umurunda mı trenler gölgelerini getirmiş yolcuların
Bir şamatayı örselemiş...
Dudağıma Çığlıklar Üşüştü
Susarsam asarlar sesimi anlamıyor musun
Yıldızlar gece diye yapışır saçlarıma
Korkuya ak köpük düştü anlamıyor musun
Vardiyalar değişti hüznün duraklarında
Kar bir gardiyan gibi yokladı...
Kanı Güneş Gibi Bir Çocuk: “Alâeddin Özdenören”
Kanı güneş gibi bir çocuğu bir yıl önce ebedi aleme yolcu ettik. Yalnızlık ve hüzünle büyümüş bir çocuğu. Belki ilk bakışta çocuk şiirleri yazan...
Bir Çığlıktır Sesime Siperlenmiş
Çocuklar camların önünde
dışarda yağmur var kesin
geceyi bir emiyor yıldızlar
göğsünde ıpıslak bir kara bulut
bir kirpik çiçeklere düşüyor
bir yağmur çiçeklere düşüyor
anamın...
Ateş Susmaktır
Gülüşün kandan gül düğünü
Bir ceylanın kaçışlarına gölge düşürerek
Güneşin gözlerini kapatır bulutlarla kuşlar
Aşk pazarından ölüm eksik olmaz
Berberler sevinçleri keser ancak yüzümüzden
Bir kar...
Taş Kesilenler
Bir zeytin ağacının gölgesine üşüşür umutlar
Annemin çeyizine sakladığı çocuk sesleri
Hafif ve uzun gülüşmelerini sağarak pencerelerden
Kara Davut okur seherlerde dedem güllere
Bir daha kanar minarelerden ezan...
Evet Çığlık Diyorum
çığlığa bandım soframda naralardan tabak
ama sustum konuşmak için elest’te yeniden
harflere de öğretmeliyim susmayı usulca
dört nala koşan aşklar vardır terkisinde hüzün
gök ağlarsa toprakdan başka mendili...
İstanbul’da Güllüköylü Bir Hak Âşığı Osman Kemâlî Efendi ve Düşünce Dünyası
Osman Kemâlî Efendi, son devrin unutulmaya yüz tutmuş Erzurumlu ilim ve irfan adamlarından olup, Necip Fâzıl’ın Cemil Meriç için söylediği “Allah’ın, iç gözü daha...
20. Asırda Bir Horasan Ereni İrfan Fethi Gemuhluoğlu’nun Metafizik Dünyası
Bir almadan, binbir veren
Dikenliklerden gül deren
Yesevi'den bir Alp-eren
Dervişti; Hakk'a yürüdü
(N. Yıldırım Gençosmanoğlu)
“Allah’ına bu kadar severek, böyle gönülden bağlanmış az müslüman gördüm. Taassuptan uzak, açık...
Uzun Bir Secde İle Geçer Sular
mihraplı köprülerin altından uzun bir secde ile geçer sular
mâsivâyı aşk ile yakar seherde ruh süvarileri
kelime-i tevhid meşaleleri ellerinde
her kar tanesi bir elifdir yağarken
onun için...
Yetimler Muhammed Kokar
kekliklerin kanadı kekik kokar
dağların göğsü kar
saçların uzun gece ve leylâ
çocuklar anne kokar
aşk yusuf u züleyha
dervişlerin ölümü nesîmî ve hallâc
melekler tesbih kokar
âşıklar fütuhât fusûs
garipler ebu...
Âşıkların Gülbahçesinde Erzurumlu Bilinmeyen Bir Gönül Eri: Kolağası Ali Rıza Efendi...
Mevlevîliğe mensup Kadı Mustafa Darîr, Kâdirî-Nakşî şeyhi Hasankaleli İbrahim Hakkı, Nakşî-Hâlidîliğe mensup Emrâh ve Ketencizâde Muhammed Rüşdî, Rifâiliğe mensup Sümmânî, Kâdirîliğe mensup “Tâlib” mahlaslı...
Bir Dokun
sessiz bir çığla olur dağların çığlığı bir dokun
yüreğin ateş
ellerin şehadet parmakları
eylül hüzün kokar bir dokun
acılar içimin gülüşünde
gölgem gecenin koynunda
yâr yarasından kanar bir dokun
düşer susuz...
Buz Ateşi
ateşlerden su içer yüreğim
sulardan ateş
buz ateşi sarmalındayım
dikenin yanında gül
mağmanın üstünde kar
karanlığın yüzünde ay ve yıldızlar
üsra’nın ardından yüsra
kuyudan sonra taht
isra’nın ardından vuslat
belli ki acılara neşe çalmalı
hüznün...
Mustafa ÖZDAMAR İle Kırık Kandil ve Eserleri Üzerine Söyleşi