Şehri Şöhret Vurmuş Mâsivâ Yerlerinden
yalnızlığın dili suskunluktur soğuk bir akşamda kapıda kalaniçini kimse bilmez kaldırımda çiçek satan yaşlı teyzenin dudaklarına sakladığı gülüşleri de üşür sokak çocuklarınındesem...
Aynalara Sormak Lazım
biliyorum gelinler duvağını nardanelbisesini kardan sevgisini yardanve sesini rüzgardan alır âşıklar
su beyazı mavisi yeşili var biliyorumsu kırmızısını da...
Kudüs Koşusunda Daima Önde Olan Bir Çocuk
Nuri Pakdil, son dönem Türk edebiyatının önde gelen simalarından birisidir. Yazmaya daha lisede öğrenci iken 1950’li yıllarda dergicilikle başlayan Pakdil, edebiyat dünyamızda...
Gülüşünde Ne Çok Hüzün
taş yontuldukça yalnızlaşır insan da öylegülüşünde ne çok hüzün var saklasa da dudaklarıngökler yeryüzünün ruhudur bulutlar göğün
istemedim eskitsin...
Üniversitede Okumak
Anne karnındaki karanlıktan dünya denilen olabildiğince ışıklı
ve süslü eve geldiğimizde gözlerimizi şöyle birazcık açıp ağlamaya başlarız.
Ailemiz ise...
Kalk Güneşe Gidelim
gülüşü vurulan bir çocuğun avuçlarına konan kelebeklerin kanatları taşıyabilir mi yaramın kanını güllere ağarmış saçları boyarsa gece boyar bulutları uyutup
Kalû belâ
sesime bağırdım duymadı işte bir ölünün dudaklarında kalan son harf kadar sözüm
yaraların beyazsa kar sür suluysa yağmur...
Ene’l-Hû
çay hüzündür bir bak rengine anlarsın gülüm
kalbime çöl kumundan hölük ayazından kundak
baba dağların içi...
Ne Çok Kendini Gösterdin Ey Nefsim
kalpler de yıkılır duvar gibi göçer yar gibi
sararmış bir yaprağın topraktaki yalnızlığı
gölgemi yakan ateşin...
Karanlığı İçine Çeke Çeke Sabahlar
ipil ipil yağan yağmurda ıslanan kuşların kanadındaki koku
bulut kokusu göktendir belki bir çocuğun uçurtmasından
çobanların türküsünü mağaralara saklar dağlar dumanla
şimdi avuçlarımdaki yaraları beşiğinde sallasa da...
Çok Ene’l-Hak Taşıdım
bugün çok çocuk aldım yüreğime
gözlerime yağmur
dudağıma çöl
bugün çok gönül aldım sevdalara
ırmak çağıltısı dağların göğsünden
güneş ki okyanuslarda serinlenir
bugün çok gülüş aldım yetimlere
saçlarının her telinde cennet...
Şimdi Kına Yak Ateşe
konuştum söz bitti koştum yaşamak
gökyüzünde ne çok göz ondan yağmur
ama bir ay yüzlü sevgilisi var
akşamı en çok şairler bekler
ütüsü bozulmuş ses hangi harfleri giysin
hangi...
Her Yanım Yâr
Ölü(m) ile konuştuğunda ağzında kalan tat
güneş hem ayva hem nar hem portakal
ırgatların çapaladığı toprakta çiçekli ayna
ateşlerden üşümüşsün aşk niye ki
karton kulübede yaşayan ihtiyarın gülüşü
çeyizi...
Nazar Ber Kadem
güneş akşamın omzuna şalını bırakıp gider
gülüşün bile kıpkırmızı kesilir
nazar ber kadem gözlerin düşer güle
şimdi çobanların taşocağında tüten duman
şose yolların tozu kirpiklerinde oturur bir
çeşmenin...
İnşirah Kapıları
hüznüm aynalı sularda yıkanırdı akşamları
kekliklerin göğsü de yar kınası kokardı yaylalarda
tandır ekmeği pişiren annemin yazmasında ateşli tütsü
gece saçların kokardı kehf’den hira’dan bahira’dan
uzundu upuzundu gülüşün...
Ondan Siyah
gece yeryüzünün yalnızlığıdır
aynaların arkası ondan siyah
ondan islidir çobanların çay demliği
ondan yarasalar ülkesi siyah
kâbe’nin örtüsünü ıslatan gözyaşı
hacerü’l-esved’i öpen dudak
ondan trenlerin rengi siyah
uzaklar ta uzaklar da...