Reşit Güngör Kalkan

Yırtılacak bir fotoğrafın vardı senin. Güneşi çeviren yoluna, yağmurları süzen bakışlarına, alıp başını gidişine yakılacak fotoğrafın vardı. Şarkılarınla başlardı aşk-ı ihtiram, güzel kuşkularınla çoğalırdı ayrılık...

İlk gençlik yıllarımda teknik olarak hemen herkesi şaşırtan ve fakat romantizmin uçarı heyecanıyla sorgulamaksızın ölümsüzlüğüne, diriliğine inanarak fotoğraf çektirmenin hazza yatkınlığıyla çerçevelendiği "an"larda, basit...

Edebiyatın iflah olmaz takipçileri yazının başlığına bakıp, yine pek uğursuz olduğunu düşündükleri bir mayına basacaklarını düşünebilirler. Eh, bunda haksız da sayılmazlar. Zira “cinayeti gördüm”...

Her gül, bir hayatı taşır, cümlesi sizin de içinizi ısıtmıyor mu gerçekten? Gül, aydınlık bir rüyanın ışıklı yollarını açtığı gibi, zulmetin kapılarını sonuna kadar...

Ben bilmez miyim baharın insana ettiğini? Yalınkat güzelliklerle birlikte "amor amor" ünleyişinin efsunlu kibarlığını… Hele de mayıssa, hele de kütür kütür çağlalar,...

Nisan, yaşmaklı kızlar, güneş ve dal… Yolcu türkülerinden derlediğim bir solukluk serüven duydum içinde. Ellerimde, gözlerimde ve yüreğimde çakan envai şimşek, beni...

Nuri Pakdil Usta’nın "Kalem Kalesi" nden seslendiregeldiği efsunkar nidayı çın çın hatırlamışımdır hep; “Her şeyi edebiyatımızı kaybetmekle yitirdik, yeniden bulmakla tekrar kazanacağız.” İlk bakışta ...

Birden bire, adeta zamanın kayıp bir köşesinden fırlayarak, “akşamlar hayır, keyifler çakır ola!” temennasıyla çıkagelen ata yadigârı “nargil”, şimdilerde yeniden altın çağını yaşıyor. Farkındayım,...

Yazın değil yarısını, adını bile unutmuşken, kış serüvencileri gönül kirasına hayran oldukları yaz sonu konuğuna hazır mıdırlar dersiniz? Hani yaz sonu günlerinin tenhaya bırakılan...

Cümle sıkıntılarımız bu pek naif, pek asude mevsimin dili ile bitiverecek sanki. Nasıl derler, Ramazan kokusu bütün bütün ülfet kurmaya başladı ruhumuzla. Ramazan diyorum,...

İsteyen, başlığın sonundaki üç noktayı "benzer" şeklinde tamamlayabilir; bahusus, yüzün yüze, güzün güze benzediğini elifi elifine ispat etmeye pek muktedir olduğumu siz erbab-ı edebiyata...

Eski alışkanlıklarını münzevileştirenler için sözüm yok; hiç kullanılmamış çamaşır eskilerinden kurtulamayanlar da Oteller Kitabı'na müracaat edebilirler.  Bilemiyorum hangisine… Dört başı mamur bir kitapta saklı...

Bu oyunu daha ne kadar izleyebiliriz bilemiyorum. Dünyanın sanıldığı gibi birtakım numaralar etrafında döndüğünü anlayabilecek yaşa artık gelmiş olmalıyız. Hatalar karşısında umarsız kalmayanımız elbette...

-Merhum Bahaeddin Özkişi'nin aziz ruhu için- Çok oldu edebiyatımızın, sokağı güzelleştiren ve sokakla bir­likte kuş yuvası kokan yılları yeniden hatırlatmasını bekleyeli, sokağı terk edeli. Kimsenin...

Nasreddin Hoca'nın Bereketi Zaman ve mekân kavramlarını çevreleyen sıca­cık bir tebessüm deryasıdır "O". Riyasız, hasbî ve çoğu yerde entelektüel...