Hüseyin Çolak

12posts 0comments

Yazar: Hüseyin Çolak

Havâic-i Asliye   

İncinmiş bir mevsimden geliyorsunAvucunda akşam sularının giziSülüs bir hatla yazılmış besmele gibi yüzünEllerimin yerini unutuyorum sana bakarkenBir söze başlar gibi gidiyorsunNasıl örülürse...

Bazen Birini Seversin

Kelime ayıklamayı bıraktım yaralı lügatlerdenSevmek de iyilikten sayılırHangimizin göz izi kalmamıştır ki dünyadaEn çok da masalsız kalan çocuklara ağlamalıTanıdık kokular yayılır çünkü...

Köprü

Beklemekle işlenmiş bir telkâridir yorgunluğumZihnime iyi geliyor mezar taşlarını okumakAdres sormayın yerlisi değilim hiçbir yerinKimlik ritim bozukluğu tanısıdır lügatte sükûtDizlerimi en iyi...

Mazeret Putları

Ey yol! Kendini bine bölGitmek bana göre değilBir esatirden söz eder gibiYürüdükçe anıların rengini alıyorumZaman aşımıdır dönmekHerkes kendi yarasının uzmanı

Dilsiz Yük

İnsan lifleri dökülüyor soyağacındanSoydukça dünyanın kabuğunuElbet bağrında açan gül de kururRaylar gibi uzar yalnızlığı insanınÖlümü beklemez ki diyaliz makinesiOysa ölüm astarıdır yaşamanınBundandır...

Suların Dili

Koptu pas tutmuş halatıRıhtımda bekleyen gemilerinAğzında bakır çalığı bir acıLeylak salkımı yaralarınDemini alan denizAl bir utancın alnına değdi Yıldızlardan...

Derviş Günlüğü

Ürküttüm kar kiraz kuşlarınıUçup gittiler yalnızlığımdanSığınıp gökyüzü yalnızlığınaTek bir kanat bile çırpmadan Kırılan bir dalın sesi kadarHükmü yok çığlığımınSusmak...

Sıratını Geçtim Yokluğunun

Hep ikindi oluyor gün yolunu hecelerken Yatsıya nasıl hazırlanırsa bütün minareler Deniz öyle dalgın uzanıyor aramıza Dalları kırılmış bir ağaç kadar durgun...

Düşteki İşaretler

Akşam oluyor bir gemi ayrılınca limandan Ansız sönüyor kentin ışıkları Ben sonbahar oluyorum usulca Gitme, tenha bir kuytu ararken kuşlar Yüzü yağmurda unutulan çocuk Gözlerin rıhtımı oluyor günbatımının Utancın elleri...

Sedef Sancısı

Sözleri var ipekten bir yağmur Süzülünce parmak uçlarından En ağır konuğu ağaran dağların Kuşlar ki karanlığına sığınır Göğerir bağrında rüyaların Cebinde isyan taşıyan Depremleri sarınıyor toprağın Kuşların yarasını saran Gözlerinden geçilmiyor İçimin sokaklarında Suyun...

Rüya

Susunca safran acıları çoğalıyor Hüzün yüzlü denizin çocuklarının Saklı bir bahçede örüyorlar umutlarını Vaktin yamalarını sarınıyor kalbim Yorgun gecekonduların bacalarında Aynalar susan bir dervişe dönüşüyor Dokununca şehrin yosun tutan yamaçlarına Gecenin...

Kader

Aşksızlık ağrısı Çağın kalbine dokunan En büyük aldanıştır yaşamak İçimizde yokluktan bir kaledir Şadırvan sesi ve servilerin çağrısı Dünya dalında çağla Uçurumun kenarında salıncak Umursamaz ölümünü kitaplar Terk edilen tozlu raflarında Kanadı kırık...
Copy Protected by Chetan's WP-Copyprotect.