Yazar: İbrahim Kaya
Müjde
Taş değirmenin gölgesinde hoş sohbetlerle vakit geçiren çocuklar, şoseden gelecek aracı meraklı gözlerle bekliyorlardı. Masmavi, pırıl pırıldı gökyüzü. Kızgın güneşin etkisiyle yerden...
Hengâme
Üç-iki-bir./Perde.Yekindi ama kalkamadı. Olduğu yere çöktü. İyi bir karardı bu. İçinde garip bir burukluk vardı. Aradığını bulamıyor, baktığını göremiyordu. Sağını solunu şaşırıyordu....
Sesler ve İzler
/I/
Cümle kapısının rahatsız edici gıcırtısı bir süreliğine avluda öylece yankılandı. Birkaç kişi sert ve hızlı adımlarla oturma odasına...
Yazgı
Bir büyük boşluk… Karşı konulmaz bir akıntı… Karanlık bir çukur… Kısacık bir an belki de… Çok tuhaf bir yer dünya. Ne etsem, ne...
Hep Eksik Kalan
Yürürken sendeledi; ama düşmedi.
Alışmıştı artık, düşe kalka yaşamaya. Ağır adımlarla her zamanki yerine gelip
oturduğunda gün yüzünü çoktan akşama döndürmüştü. Aniden başlayan ve...
Yüzlere Akseden
//“İşin gücün rast gelsin.” diye bir ses duydum.
Uzaklardan, çok uzaklardan geliyordu.
Tanımakta güçlük...
Bir Umuttu Hayat
/Bir umut…/
Deniz
tarafından usul usul esen rüzgâr bedenleri nazikçe okşuyor, insanların yorgun
ruhlarına hoş bir rahatlık sirayet etmesine vesile...
Susma Vakti
Karman çorman bir hayattı yaşadığım gök kubbenin altında. Kalbime saplanan mermilerin sebep olduğu yaralar kabuk bağlamıyordu artık....
Şükür
“Senden başka kimse gidemez oraya!” dedi biri. Başka biri “ Göğe uzanan ışıkların kaynağını ancak sen bulabilirsin!” diye ünledi. “Sesler çekilmez oluyor ve her...
Uzak
Gökyüzünde değişik bir hâl vardı bugün her nedense. Bulutlar birilerinin peşinden koşuyormuşçasına hareketliydi. Rüzgârın homurtulu sesi geliyordu kulaklara. Dalgalar sahile vuruyordu hiç usanmadan. Dağlar...
Kırmızı Dörtlü
Kahvehanenin uzak köşesindeki dört köşeli büyükçe masanın etrafından dört farklı renkteki okey taşlarının şakırtılı sesi içeriye yayılıyordu. Oyunun gizemli dünyasına dalan gençler gizli kapaklı bir iş...
Kudüs Ah!
Mukaddes beldelerin kalbi Mescid-i Aksa’nın hemen önünde, suçunun ne olduğunu dahi bilmeyen on altı yaşındaki Fatma yüz üstü öylece yatıyordu. Öylesini masum, öylesine temiz...
Tenakuz
“Baba!” dedi kapıdan görür görmez, tatlı yürüyüşüyle yanına kadar geldi ve kucağına atladı. Bir huzur, bir sevinç… Babası eve geldiğinde bir başka olur, yerinde...
İlk Ders
Kendinden emin ve yavaş adımlarla üniversitenin ana kapısından içeri girdi. İki tarafı ağaçlarla kaplı yoldan kuş cıvıltıları arasında ilerleyerek fakültenin önüne kadar geldi. Çok...
Sel
Ezan-ı Muhammedî okunuyordu ki uyandı. Sıcak yatağından çıktı. Sabah serininde camiye doğru ilerledi. Camideki birkaç ihtiyar cemaat ile namazını eda etti. Dönerken günün ilk...
Mustafa ÖZDAMAR İle Kırık Kandil ve Eserleri Üzerine Söyleşi