Ali Yaşar Bolat

55posts 0comments

Ellerin, Sözün Durgun Yüzüne Taşır, Naif Türküsünü Bir Karanfilin

Yaşama kırıldığın yerden sızdım yeryüzüne,O yüzden tuzsuz kıyı bulanığıdır sesim. Çoğulsuz yalnızlığımın üzerinde durur,Gölgesine oturduğum uçurumların özlemi.

Üşüyen Ovanın Uykusu

Tuzlu ayaklarını çekerken denizden,Kızıl çocuklar uyanır, sabahın üzerine. Sıyrılmış geceden bir dağ esintisi,Söndürüyorken erimekte olan bir mumu;Kırağılar düşmüş ses tellerinden yükselen,Kınalı türküler...

Kitaplara Yanık Hüznünü Bırakan Eski Bir Cüz

kuş gözlüyor, nar durağında sevgilim,belki geçer diye taneleriyle bir kırkikindi göğünür ıslak teninde dağınık fesleğenlergök söküğü bulutlar takılır geceye...

Kitaplara Yanık Hüznünü Bırakan Eski Bir Cüz

kuş gözlüyor, nar durağında sevgilim, belki geçer diye taneleriyle bir kırkikindi

Temmuz Denizini Dökünür, Beyaz Ellerinde Soğukluk Otlarının Sesi

I. balık gözüyle dünya, şurama sığdırdığım oltasız tutunarak geçen limanlardan. dinlenek oluşturan simitçi çocuğun ayakuçlarında martıların söylencesi,

Soldu Dünün Aynasında Yüzün

Gencecik kızların meydanlarda yürümesi, kararma, alacalık, -mişçesine bir merak. düzkoşularda nefes nefese ayakaltlarında adım adım eskitilmiş bir sokak

Ege Türküsü

I. Bu küçücük odada, güneş sızmasıyla sararmış perdelerin, yerdeki çalgılara gündışlık ve övüşlük vermeyen tahta kurularının arasında başımı yasladığım bu eski pencere...

İçindiğin Düşleri Öteleyerek, Geçinir Seni, Kımıltısız Zamana;

içimde koşan nalsız bir ata bilenirim, kum denizinde göğe çevrilmiş yeryüzünün sürek koşularında. göğümü eskiten sözlere...

Dal, İncesine Yazgıla, Durgun Akan Nehrin Seraplarını;

rüzgâr gülüne takıldı gömleği çırağın ustaca yırtılınca gecenin örtüsü, at sırtında geçildi, bir uçtan bir uca,

Kışkırttım İçbulantımı, Uyansın Diye Döleklerinden Kentin;

göğüme yürüdü hıncı yeryüzünün,  büklü dururken huyu burcu burcu  dal edindi kendine gölgesiz bir bulutu

Ölümü Erk’in

Çökkün omuzlarında babamın, kulluk izleri/kent seraplarıdır bir rençberin. ödünçlediği ipek mendilinde sarışın- -bir çocuktur kendini bel etmiş ılık bir irin. Gülüşü; üleşik bir sancının, şiir olduğudur, Kanıksanmış utkulara yelken...

Ey Ölüm, Çabucak Kucakla Beni! Yaşıyorum- İçimden; Son Bulsun Diye Bu...

Kuşlarımı koymak için Bir gök resmi bulamadım… Hilmi Yavuz Sakınır, içindiği düş köşelerinden karyağdıları, Kağşamış yılkılıkları göğe serpen bir kadın. Yağmur göğe yağıyor, düşü içimin kırıntıları Göğsüme dolarken...

Kalbi, Kendi Tininde Çağıldayan Bir Uğrakmış

I. Oyalandım yaralı bir kuşun göğsünde, Sekerek suyu, ölerek geçiyorum soluğu. Önümdeki haritalardan buluyorum, Bu doyumsuz, kükürtlü ve içimde; Henüz talan edilmemiş boşluğu. II. Özsudur elleri, yitimler sirkinde, Bizim bir...

Kuş Soluğunu Geceye Kus’turdu;

Bir dön bırakarak kemikli yazgıların usuna, Delirmiş buruklukları, sindiği kuşkulardan. Ayırırken bir hüthüt, polensiz çiçekleri; Dölleyen bir gülüşme bırakır masaya. Kadınların şems düğümleri atılmış göğüslerinde, Gözüyledir kurşunî...

Gülüşen Acılarını Derlemiş Eski Bir Suyun Tadında;

Bir dil kuracağım, kızıl bir gün batımını, Dağların koynuna sokulurcasına sesiyle, Kendine eğen bir sıkılcım için. Ki o dildir; anlamını denizin en dibinden Dağların doruklarına taşıyan. Sayıklayan, rüyasını en...

Kederidir Nesrin Hanım’ın ki Şiir; Göğsündeki Gize Gömer İçimdeki Çocuğu;

Tecimenler yorgun duvarlarına ribatların Selçukî öykülerini yazar, İmamevlerinde küskün bir gül açar, Müstakim nefeslerinde büyür evliyaların, Hiçe bürünmüş solukları. Büküm ve kavis; gönük bir düş izleğidir, Ellerinin kınasında kendini yaralar, Reşit...
Copy Protected by Chetan's WP-Copyprotect.