Yazar: Ali Yaşar Bolat
Kırgın Bir Dehliz
aşk ırmakları mı kurudu, sevda kentlerindeincitilmiş bahçelerin içinden geçip geçip
ellerinin arasında mı tutuyorsun yaşamıtoprak niyetiyle yüreğimde ezip ezip
Uyanış
Ne varsa yeryüzünü çiçeğe gömen,Boynunda ölücüsü çok, yankısı hiçten yanaEskiciler koşacak yüreğimin içkilerinde
Bunu durgun bir suya atılmış taş...
Yankı Bir Yasak, Duyuş Bir Sağır
Pamuk ipliği ve yankıdan uçuk bir dinginliğinGölgesine kurulmuş salıncaktır yaşamımSallandıkça bir uğultu dağılır gövdesindenSallandıkça ayaklarımın değdiği çiçeğin
Uyuşmuş parmakuçlarımı...
KIRILMIŞLIĞIN ANITI
Bir at çekiyor denizde gemiyi, inançtır bu.Nal seslerini boğan bir uğultu kaçıyor sokağımaNeşter vurulmuş sözcükler yonga yongaDüşüyor kemer taşları üzerine
Sınık Endişelerini Uçurum Düzine -Yaslayan Bir İnsanın Trajedisi Diye
Kara saplanan yüreğini duydumDoğumdan önce haşredilmiş insanın,
İşlerken camekanlarda saatli bir endişe,Sarınıp uyuyor ortasında bir manzaranın.
Keder ve Doğum
Annem için…
Çeyizsiz bir gelindi annem, bilmedi;Yüzünde yarım kalmış bir gülüşleAradı gençliğini babamın sesinde
Kalın...
Dışavurum
Huylandırıp ormanı, yürüdüm üzerineSoyladığım masal kahramanlarının
Uyudu uyandı şiirler dayadı kalbimeDemek isteminde aldığı ağır yarasınıTaşırken bir kentin kolalı semtlerine
Gül Bir Yaz Olsun İsterdim,Göğüne Çıkarak Yaşamın
Senin çocukların var, saçlarını okşadığın,Çiçek çiçek açılıp dağılmış kıra, köşe bucak
Çocuklar, hayatın taze meyvelerini toplayan,Başlarında gezinen kızılcıklardan oyuncak
Yenilgi
Çağırır İdris’i kendi bunalımına
Kibrit kadınlar sokaklarda, yalın ayakSağır mühendisler sisli bulvarlarda
Yıkılmış binalar arasında iki...
İçimdeki Nûr
Çağa seslenen bir evliyanın,derin uykusunu yürür ayaklarım.
Yüzü eskimiş eskicinin, yaşlı elleriniAlıp taşıyorum süt dişlerine çağımın
Yenilgi
İğne ve iplik, şehir uykusudur,Çağırır İdris’i kendi bunalımına
Kibrit kadınlar sokaklarda, yalın ayakSağır mühendisler sisli bulvarlarda
İçimdeki Nur
Çağa seslenen bir evliyanın,derin uykusunu yürür ayaklarım.
Yüzü eskimiş eskicinin, yaşlı elleriniAlıp taşıyorum süt dişlerine çağımın
Duvar Şarkıları
Araladım dilin kapısını;Sağır uykusunu derinleştiren maviliğin.Üstüme çullanan kabuklu yaralar topladım,Kapı aralığından;Öğütülen buğday kadar sarı.
Arı bir söylemini aradım çocukluğun;Sanrısı...
Ruhuma Üflenen Sise Gerdim Gövdemi, Dokumak İçin Hakikati Yeryüzüne;
Uzanmış da ölmemeye tutunan bir Hüseynî’dirİncecik boynu, kesmeyen kılıcın altında.
Yağmurun yağışına dil veren kelimeye ilişmiş,Perşembe tazesi çiçeklerin içinde...
Kuşkundur İçimdeki Oyuğa Ses Verip Dirilten;
Irmakları taşıran dokunaklı sesim mi,Yaraladı, kelimelere sağır dudaklarını?
Yüreğinden düşürdüğün çiçeğin,Toprakla bakıştığını, suya duyuran yankı
Makasın...