Yazar: Seyyid Ahmet Kaya
Sen Ben Kadar Bende Ben Kadar
…..
sonra ben ayna oldum
Karşımda duran bana ayna
Bazen ben tarttım onu
Bazen de o beni
Baktım ki hep aynıyım
Ben ne kadarsam onda
O da bende ben kadar…
Bu yüzden
Hep...
Demirciler Çarşısı
I.
aklım ermez kanım
kaynarken giderdim
oraya
atların rüzgârla koştuğu yere
havaya taş atardım
cesaret alıp hoyrat bileklerimden
caka satmak
mutlu bir güvercin olmaktı o zamanlar
yaşamak umarsız bir türkü
ve ben
kuşanırdım gün aşırı
esenliğini
umursamayan...
Kışkırtma Nöbeti
Deli/kanlı bir ıslık bırakıyorum
sabahın en toy yerine
çarşılar damarlarını saklıyor
ıslığımın kışkırtan tonundan
korku
göz kapaklarını kapatıyor
ölüm
kol geziyor dört bir yandan
Yaşamak
şefkatten kanatlarını çekiyor
doğan her günün üzerinden
korku ve ölüm
ekmeğe...
Selahaddin’in Kitabı
Tarihi romanlar, her zaman ilgi çekici gelir okura. Çünkü tarihi romanlar, hayatın yaşanmış/gerçek bir kesitini sunmaktadır. Dolayısıyla bu, okurun ilgisini çektiği gibi, aynı zamanda...
Münacaat
Ey her şeyi yoktan varedenim
Aşkı ve ırmağı sarmalayıp bulduran bize…
Bağrından söküp attığından beri toprak
Aşk ile sınadı uzun zaman damardaki kanı
Coşkun akan ırmaklarda tarazlandı arzular
Kapı...
Sürgün
Burada deniz yok
Gökyüzü uzak
Kimse umursamıyor beni
Vitrinlerin önünden geçerken
Caddelerde yürürken günaşırı
Belli ki sırıtan biriyim
Kalabalıklar içinde
Okşamaz sözlerim
Sevimli kulaklarını
Yakışıklı ...
Kar Düşünce Toprağa
Uzayıp giden gölgemi topluyorum
geceyi yoran ışığın önünden
yakıştırmıyor kimse beni kendine
suları kirletiyor değince yüzüm
çekip çıkardım damarlarını iskeletlerin
yüreğini ve ruhunu aldım
büyük kavgalar ulu solumalar için...
Bundandır elbette...
Ah, Hayat
yaşamayı öğretir mezarlar
kocasını kaybeden kadının
kavi yüreği
kulun ölümü kendi sessizliğinde
sapanla devrilen toprak
rüzgara karşı yeşeren tohum
coşkun bir ırmaktır hayat
yaşadığım ana dökülen
derinleşir alnımın...
Adı Olmayan Şiir
adam çok tuhaf biri
mutluluklar saklıyor boyuna birilerine
avuçlarında
deniz rüzgarı
gül kokusu sonra
bakıp bahçe duvarlarının arkasından şehre
kendini karanlık gören ben-i ademe
bir tutam gökyüzü
en büyük saadeti
/kim bilir belki...
Mustafa ÖZDAMAR İle Kırık Kandil ve Eserleri Üzerine Söyleşi