göğüme yürüdü hıncı yeryüzünün,
büklü dururken huyu burcu burcu
dal edindi kendine gölgesiz bir bulutu
düşerdi kendini mazzağından hüznün.
döküksedi yapraklarını gecenin tutkusu
terkisindeki yaradan arıksadı çoğunu;
kan ter içinde yarıladığım uykularda,
ürküttüğüm taylar suya kaçtı, nâr ateşe,
gülüşüm acısına, çocukluğum erimine;
kışkırttım, ergiyen yanını kuşkuların
uyansın diye döleklerinden kentin,
içime ürküler bırakan içbulantımı.