Kurdunu kemiren bir elmadır, bu çağ,
Eriyor sesinde öğretmenin ilk kar.
Omzumda kalbi sökük bir ilik dokusu
Yarasını kaşıyan kuğu sürüsü için,
Gölün yüzünde insafsızca gerilmiş bu ağ.
Okuyup yazamaz ama aklındadır kutsal ayetler…
Yol açılmamış köylere yürüyememiş kitaplardan,
Öğrendiğidir babamın, kalın çizgili kaşlarının,
Ortasından nehir akan istasyon şefinin.
‘’Ahtapotların kanatlandığıdır usturamdan,
…ve yenildiğidir yüreğimin, suyun bulanıklığına.’’
Dilinde köy türküleri taşıyan bir öğretmenin,
Ruhuma dokunuşudur, kızıl bir gün batımı;
İlkel bir sancıyı sahiplenen çocuğun sesinde.