Yürü bengisu ayaklarına gönlüm
Kapı kapı tökezleyen adımlarımı
Hicrete yormak gerektir.
Ey iliklerimi tutan sızı duraksız
Kanımda neşter bileyen acı
Ruhumu bir ilmekte yağmurlara asan!
Aksâ ey! Susma, vuruldum dinle,
Duruldum gül demetlerinden geçip
Nehirler kuruttum ay demeçlerinde.
Artık yırtılan süngüde göğsümü dinle,
Bir ışık saçılsın gözlerinden ey!
Dursun ciğerlerimi kemiren bu soluk.
Son bir direniş ve çırpınan şimdi,
O yıkılmış şehir kimliğim ve kemiğim,
Etime bürünen ve etimden soyulan can.
Ey vedalara şahit tutup şakaklarımı!
Sağdıran denize bir ince yağmur gibi
Şehit düşüren şafaklarımı ey!