Hayal dünyası zengin insanların, aynı zamanda felsefe yaptıklarını söylersem ne dersiniz? Ya da felsefe gelecek için kuramlar geliştiren bir hayal dünyası değil mi?
Hayatı yeniden inşa etmek güçlü bir alt yapı ister. Hayatın muhtelif alanlarını irdeleyerek güçlü bir mantık ağı kurmalı. Entelektüel bir çaba sarf edilerek ve farklı alanları, belli bir hiyerarşi ile disiplin altına alarak, bilgi birikimi sayesinde inşayı gerçekleştirme yoluna gidilmeli.
Bütün içindeki parçaları görebilmeli, aynı zamanda parçaların bütünü oluşturduğu akılda tutulmalı. Zamanın sonsuz çizgisinde akan hayatın, an’larla kayıtlı olduğu, an’ların zamanın içindeki yatay ve dikey çizgileri oluşturduğu gerçeği unutulmamalı. Sonsuzluk içindeki sonu, son’un içindeki sonsuzluğu fark etmeli. Gecenin ardından gündüzün, gündüzün ardından gecenin geldiği gerçeği gibi…
Giz’lerin içinde gizlenen hakikatin perdelerini aralamak ve gerçeğin içinden hayali, hayalin içinden de gerçeği aramak uğraşısı, felsefenin sınırlarında dolaşmak değil mi? Bahşedilmiş hayatın sonsuzluk merdiveninden oluşan değerler; değerleri bahşedene şükran sunumlarına dönüştürmek, varlıkla-varolanın erdem anlarında buluştuğu zaman dilimleri olmalı.
Hayal-felsefe kuramları, iki dünya arasında oluşturulmaya çalışılan köprülerin mimari özelliklerini önceler. Mimarların kabiliyetlerine, zevklerine, inceliklerine göre de hayat köprülerini şekillendirir. Şekiller dünyasından manalarına işaret eder, manalarından gerçek yaşam alanlarına atıfta bulunur. Gündüzün apaydınlık zamanlarında zeminde gizlenen karanlığı işaret ettiği gibi, gecenin kapkaranlık anlarında da fonda saklanan aydınlığı işaret eder.
Hayal-felsefe kuramları ile damıtılarak oluşturulan köşe taşları, hayatın geleceğini inşa eder. Bu inşa faaliyeti için sarf edilen çaba, adeta gecenin içinde gizlenen aydınlığı fark etmek gibi bir şeydir. Yoğun çabalar sonucunda elde edilen değerler, elde edilen değerlerden oluşturulan kutlu bir hayat, her iki dünya içinde olması gereken mutlu bir hayat değil midir? Mutluların oluşturduğu hayat yolu, kutluların yolunda, onların erdemli katına çıkmanın ilk basamağı değil mi?
Bir ince çizgidir, ayırdına varılmak istenen. Bu ince çizgilerin izleğinde olmak yakışanıdır insanoğluna, ince çizgilerin sınırlarını belirlediği hayat, estetiğin amaçladığı hayat olmalı değil mi? Estetik; güzelle çirkini, iyi ile kötüyü, kaba ile zarifi, asil olanla adi olanı, bedii olanla alelâde olanı ayırt etmenin ta kendisi değil midir?
Bu Sayının Diğer Yazıları
Çizgi-6 / Behice Kolçak ŞarkHikmet Burcunda Bir Şair / Şahin Taş
Gecenin İçindeki Aydınlık / Hasan Tiyek
Öptüğüm Etekler / Sami Uluğ
Ölüm Çıkınları / Selami Şimşek
Tümünü Göster
Gün Aşırı
- İlk Adım
25 Nis 2018
Allah’ın adıyla Şairin anlamlı beytiyle giriş yapmak istiyoruz: “Erişir menzili Devamını Oku…
Cuma Akşamı
- Bana Sevdamı Geri Ver
25 Nis 2018
Kim, neyi kaybettiyse onu arıyor. Kıymet arz eden ve kendi Devamını Oku…