Suya batırılmış bir dilim ekmekle
Dişleri arasında zamanın duasıydı umutlarım
Toprağımda boynu bükük taneleri buğdayın
Kolları çağa gerili ırgatlar silerken terlerini
Bilemeyecekler beyaz somunu, inciri
Şu ayak izi Adem’in bu da Kabil’in
Düştü yıldızlar avuçlarımdan
Nar ikiyi ayrıldı zemheride
Sabah duasını okusun kırlangıçlar
Çiğ tanelerinde ummanların telaşesi
Ah doğan güneş bitirecek sevdalarımı
Sızı evlerin duvarlarında değil
Gönül yarılmış merhamet efendim
Evinden çok öteler ışımış Nigar’ın
Karanlıklarda sıcak dağlarda matem
İşte şu çocuk pınarbaşında kalmış
Biliyorum niçin sabahları güneş erken doğar
Buz tutmuş saçaklar pencerelerde sen
Esirgeme lütfunu nazar kıl sultanım
Kedim mışıl mışıl uyuyacak