Geceyi Sobelemek İçin

Sadece sancıdan… Bir sabah, bir sonraki sabahlarda hüznüme tanık etmemek üzere sizleri, çekip gidiyorum! Şimdi tek hayalim, Mısır’da bir halayığın gözlerinde bulmak, Yusuf’un esenliğini, umudu, hasreti, aşkı ve duayı…
işte sırf bu yüzden gündüze yumdum gözlerimi. Şehrin, aynanın karşısında, yüzündeki sivilcelerle mutsuz bir ergen edasıyla süzüldükçe bulaştığı o çirkinliğe, tahammülüm yoktu çünkü.
Çünkü katline göz yumdukça battım ben!
Hiç habersiz ayak parmaklarımdan asılmış bir ölüm… Her sabah biraz daha küçülüyor gövdem bu bataklıkta. Şehrin yenildiği bu halita oyunda, ilk elenen ben oldum. Tozlu taşlarına, çamurdan damıtık kollarımla abanıp, yaşım kadar saydım.Ve işte bu düzlükte, ölümcül bir körebenin korku ve heyecan saçan koşuşturmalarından, pay biçtim kendi yürüyüşüme.
Çattım kaşlarımı yürüdüm. Hakikat, debelenip durdum!
Yollar şikayetsizliğimden sızlandı, her belaya boyun büküşümden.
Ve en alaca kızıllığına bürünüp güneş, geceyi sobelemek için saklandığı, yırtık haymenin arkasından selamladı yorgun düşlerimi.
Tek adağım uykumdu. Geceye adadım en güzel uykusuzluğumu ben!
Ve heyhat, düşmekten korktukça, ağırlık merkezim boşlukları seçti hep, zamanın kıyısından geçerken!
Kaldırımlarda, kırılgan yalpayışlarla bilmedim emekleyişimin son demlenişi… Yürümüşlüğümün varsayımına kapılıp, tökezleyişlerden, hep düşüşlerden bahis açtım ahbaba.
Hep adımlarım birbirine karıştı, isyankar!
Oysa şehirde sevda bir zincirliktir sandılar.
Kulak kesildim. Zehirli sessizliklerine ve yağmurlu bir mezarlık fonunda sürükledim. Ölüm sindi esbaba! Bileklerinden tutunmuşken, sancılı doğumlarla ayrıldım kin motifli cesetlerden.
Ve kara bir mühür vuruldu nabzıma;
Aşk yasaklısı cihetinden!

Paylaş

Bu Sayının Diğer Yazıları

Belirleme XI / Ay Vakti
Maskeler / Özcan Ünlü
Kimin Yürüyüşünü Taklit Ediyoruz? / Alaeddin Özdenören
Ölümlü Mısralar / Ayşegül Kürüm
Dakika 2/ Dakika 3 / Hamit Can
Tümünü Göster