Yazar: Duran Çetin
Virüslü Hayat
Kafa yorgunluğuydu onu sersemleten, sendeleyerek yürüten.
Öğleye kadar bilgisayarın karşısında durmaktan bıkmış, et gibi olmuş, duyumsamaktan uzaklaşmış, programların azizliğine katlanmak zorunda kalmıştı.
Duyarsızlık, umarsızlık içinde dönüp...
Suçlu Kim?
Sadece sürüklendiğini hissetti. İrkildi. Kafasının yana doğru gidip geldi. Bir yere çarpacağı korkusuyla eli ayağı kesildi. Cansızlaştı sanki.
Neler oluyordu. Yoksa ölüm dedikleri bu muydu?...
Atama Kapısı
Meczup, dedi kendi kendine.
Böyle hikâyeleri çok dinlemişti büyüklerinden. Kafasında oluşan düşünceler şüphe üzerine kuruluydu.
Ya gerçekten meczupsa, diye defalarca sordu kendi kendine. İşin aslı, korktu...
Deli ve Durmuş
Yalınayaktı. Uzun zamandır ayakkabı giydiğini gören olmamıştı. Çorap nedir bilmezdi. Karda-kışta, sıcakta-yazda yalınayak yürürdü. Sıcakların kavurduğu zamanlarda bile ateş gibi asfaltın üzerinde bir şey...
Park Yapmak Yasak!
Arabadan indiğinde burnundan soluyordu. Havanın sıcaklığından bunalmış, aşağı inince yüksek binaların gölgesinde nefeslenmesi onu rahatlatmıştı. Gireceği apartmanın kapısında elinde hortumla yerleri ıslatan adamın uyarısıyla...
Beklenen
Kibrit kutularının üst üste konulmuş şekli gibi yükseliyordu semaya. Tuğladan, briketten, betondandı hepsi. Sırt sırta, yan yana, yüz yüze hiç nefes almamacısına...
Sevilene İthaf
Bu sabah yatağımdan doğruldum. Farklıydı. Her zamanki kalkışlarımda böyle olmazdı. Kendimi nasıl hissettiğimi bilemedim. Şaşırdım. İçtenlikli bir duygulanma yaşadım. Etrafıma bakındım. Beni...